Yabancı Kuralı Yerlilere Yaramıyor mu?

Ayrıca yabancı kuralının da etkisiyle artık yerli piyasada yüksek bonservis fiyatı verilmiyor. Böylece yerli futbolcularımız ederi kadar ediyor artık. Bunu yurtdışından da teyit edebiliyoruz. Eskiden dev bütçeli Çin, Barcelona, Atletico Madrid, İnter, Milan gibi yüksek bütçeli takımlara bonservisiyle satış yapabilirken bugün büyüklerin yanı sıra Freiburg, Slavia Prag, Malaga gibi orta düzey takımlara da transfer gerçekleştirmeye başladık.

Önümüzdeki yıllarda daha da fazla Türk futbolcuyu yurtdışına gönderebileceğiz. Buradan da Altınordu gibi altyapı kulüpleri ihya olacaktır. Çağlar’dan sonra Cengiz’i de Başakşehir aktarmalı olarak gönderdiler. Çağlar çoktan uyum sağladı Cengiz de mental olarak uyum sağlarsa sırada ise kaleci Berke var. Onu da muhtemelen birkaç sezona Avrupa’da göreceğiz. Ergeç diğer takımlar da bu yolu görecek ve tercih edecek.

Altınordu örneği bile yabancı kuralının ne kadar isabetli olduğunu gösteriyor.

 

Süper Ligin Değeri 3 Yılda Nereye Geldi?

Transfermarkt’ın verilerine göre Ağustos 2014 ve Ağustos 2017 Süper Lig değerlerini karşılaştırdık. Bu sezon ligimizde yıldız patlaması yaşanıyor gibi gözükse de kulüp değerlerine baktığımızda çoğunlukla bir erime gözüküyor.

Türkiye Süper Ligi 2014’te 956 Milyon Euro ile milyarlık ligler arasına girmeye çok yaklaşmıştı. Ancak 2014’ten bu yana yaşanan siyasi ve ekonomik olumsuzluklar nedeniyle ligin değeri düştü.

Ortalama oyuncu değerleri 2014’e göre daha düşük olan Süper Lig’in bugünkü değeri ise 866 milyon euroya ulaşmış durumda. Bu takam ise 2014’e göre %9’luk bir kayba denk geliyor.

Futbolcu değerleri bakımından Galatasaray ve özellikle Fenerbahçe’nin geride kaldığını görüyoruz. Ancak spor basınındaki haberleri baz alırsak, bu rakamların her iki takım için 20-30′ milyon seviyesinde artacağını görüyoruz. Bu durum gerçekleşirse 900 milyon euro barajı aşılmış olacak.

Değer Kazananlar

Bu duruma göre değer artışı olan kulüpler de var. Beşiktaş 3 yıl öncesine göre %36 daha değerli bir kadroya sahip. Beşiktaş’ın feda dönemlerinden sefa dönemlerine geldiğini artık söyleyebiliriz.

Bir diğer kulüp ise Başakşehir. Geçen yılki başarının ardından bu yıl müthiş bir atak yaptılar. Kadro değeri üç yıl içinde tam %156 arttı! Bir başka deyişle 2.5 kat daha pahalı bir kadroya sahipler.

Konya ve Akhisar da üç yıldır ligde bulunan takımlardan. Her iki takım da %15-20 arasında artış göstermiş.

Değer Kaybedenler

Üç yıl önce Şampiyonlar Ligi seviyesinde olan Trabzonspor, %30’luk bir kayıp yaşamış durumda. 50. yıl için Şampiyonluk parolası olan Trabzonspor, kadro bakımından böyle bir sinyal vermiyor şu an. Ancak herşey kadro değeri değil elbette.

Fenerbahçe de bir başka değer kaybeden kulüp. Bugünkü kadro değerine göre %35’lik bir kayıp yaşamış durumda ancak bu oran yeni gelen transferlerle belki de tamamen kapanacak.

Bursaspor da bu yıl transferde aktif kulüplerden biriydi ancak üç yıl öncesine kadar %15’lik bir değer kaybı gösteriyor. Ancak yine basındaki transfer haberlerine göre bu fark kapanabilir.

Süper Lig’de kalan diğer kulüplerde de büyük çöküş gözüküyor. Süper Lig’de devam eden dört kulüp olan Kasımpaşa, Gençlerbirliği, Karabük ve Sivas; %40 ile %55 arasında kadrolarından değer kaybettiler.

Ligden Düşenler

Bir diğer merak konusu da ligden düşenlerin ne durumda olduğu. Süper Lig’den düşen kulüplerde hayliyle dramatik düşüşler sözkonusu. Durumdan en az etkilenen takımlardan biri Balıkesirspor. Kadro değeri olarak dörtte bire inmiş olsa dahi Süper Lig mücadelesi verebilecek durumdalar. En azından gelecek sezonlar için bu umutları olacak.

Bir diğer takım ise Çaykur Rizespor. Düşme çıkmadan ustalaşan kulüp kadrosunun yarı değerde tutmayı başardı. Ve bu yıl 1. Lig’in en değerli kadrosuna sahip.

Ancak Kayseri Erciyes ve Mersin İdman Yurdu serbest düşüşe geçen takımlar oldu. Kulüplerin desteğinin olmaması iki takımı da daha aşağılara çekti.

Eskişehirspor ve Gaziantepspor da zor günler geçiriyor. Eskişehirspor’un transfer yasağı nedeniyle -9 puanla başlayacak olmasına karşın bazı futbolcular fedakarlık örneği göstererek kulüpte kaldılar. Eskişehirspor muhtemelen zor bir sezon geçirecek ama ligde kalmayı başaracak.

Gaziantepspor ise çok daha vahim durumda. Yönetimsel yanlışlar nedeniyle taraftar desteğini de kaybeden Gaziantespor ligin en zayıf kadrosuna sahip. Gaziantepli taraftarlar da artık eski adı Gaziantep Büyükşehir Belediye olan Gazişehir Futbol Kulübü’nü destekleyecekler.

Takım Ağustos 2014 Ağustos 2017 Lig
Balıkesirspor**

20.330.000 €

4.680.000 €

1. Lig
Gaziantepspor**

20.180.000 €

1.600.000 €

1. Lig
Mersin İdman Yurdu**

16.880.000 €

875.000 €

2. Lig
Çaykur Rizespor**

32.180.000 €

18.850.000 €

1. Lig
Eskişehirspor**

44.930.000 €

6.600.000 €

1. Lig
Kayseri Erciyesspor**

27.900.000 €

375.000 €

3. Lig

162.400.000 €

32.980.000 €

2014-2017 Arası Süper Lig Değer Tablosu

Takım Ağustos 2014 Ağustos 2017 Fark
Beşiktaş

96.700.000 €

131.700.000 €

%36

Galatasaray

162.900.000 €

111.300.000 €

-%32

Fenerbahçe

136.400.000 €

88.450.000 €

-%35

İstanbul Başakşehir

27.650.000 €

70.900.000 €

%156

Trabzonspor

92.130.000 €

64.500.000 €

-%30

Antalyaspor*

50.250.000 €

Bursaspor

51.630.000 €

44.250.000 €

-%14

Osmanlıspor*

40.850.000 €

Atiker Konyaspor

28.630.000 €

33.280.000 €

%16

Kayserispor*

33.200.000 €

Göztepe*

31.330.000 €

Aytemiz Alanyaspor

28.830.000 €

Gençlerbirliği

48.250.000 €

25.450.000 €

-%47

Kasımpaşa

49.150.000 €

25.400.000 €

-%48

Akhisar Bld.

21.950.000 €

24.950.000 €

%14

Evkur Yeni Malatyaspor*

22.400.000 €

Kardemir Karabükspor

38.150.000 €

20.900.000 €

-%45

Demir Grup Sivasspor

40.150.000 €

18.450.000 €

-%54

Balıkesirspor**

20.330.000 €

-%100

Gaziantepspor**

20.180.000 €

-%100

Mersin İdman Yurdu**

16.880.000 €

-%100

Çaykur Rizespor**

32.180.000 €

-%100

Eskişehirspor**

44.930.000 €

-%100

Kayseri Erciyesspor**

27.900.000 €

-%100

956.090.000 €

866.390.000 €

-%9

Tek değer kaybeden Lig Süper Lig değil. Yine Türkiye’yle birlikte son üç yılda önemli çalkantılar geçiren bir başka ülke olan Rusya da bu durumdan nasibini almış durumda. 2014’te 16 takımlı bir lige sahip olmasına karşın 1 milyar euro barajını aşmış olan Rusya Ligi, Sovyetler dönemindeki konumuna dönmeye çalışıyor(du).

Ancak Rusya Ligi 1.16 milyar eurodan 700 milyon euroya dramatik bir düşüş yaptı. Türkiye Ligi’nin aksine Rusya Ligi’nin bu durumu hızlıca toparlayabilmesi için çok fazla imkanı yok. Altıncı büyük lig olma noktasında Türkiye’nin bir rakibi kaldı o da Portekiz Ligi.

Bu noktada Türkiye Ligi’nin büyümesi için ciddi potansiyeller bulunuyor. Türkiye Ligi, üç yıl öncesinde daha pahalı futbolculara sahip takımlara sahipti. 3 yılda yerli futbolcu kalitesinde bu denli bir dramatik düşüş olduğunu söyleyemeyiz. Ancak yerli piyasasında bonservis fiyatları döviz kuru karşısında eridi. Ya da belki de erimedi? Bunu başka bir yazıda tartışacağız.

Bir diğer potansiyel durum da Süper Lig’in yayın haklarına sahip Digitürk’ün Bein Group tarafından satın alınması. Geçen yıla kadar gurbetçiler haricinde yurtdışında izlenmeyen Süper Lig artık Bein’in katkılarıyla önemli ülkelerde yayınlanmaya başladı. Süper Lig’in ilk haftası 44 ülkede yayınlanarak rekor kırdı. Bu durum da lige ne getirecek daha detaylı irdeleyeceğiz.

Yabancı Kuralı Kaldırılsın mı?

Bir süredir basınımızda yabancı kuralının değiştirilmesi konuşuluyor.

Mevcut kural, takımlarımıza 14’e kadar yabancı futbolcuya izin veriyor. Maç kadrosunda ise bu yabancıların 11’i yer alabiliyor. Kadronun geri kalan 7 kişilik kontenjanı yerli ve bu yedi kişinin biri ise altyapıdan çıkmak zorunda.

Başka milli takımları tercih etmiş Türk oyuncular ise yabancı olarak sayılıyor. Erkan Zengin, Gökhan İnler, Veli Kavlak gibi isimler bu kontenjanda.

Peki bu kuralda hedef ne idi? Çoğu takım özellikle oyuncu yetişmeyen pozisyonlarda takımın geri kalanından daha düşük profilde oyuncular oynatabiliyordu. Örneğin çoğu takımın bekleri takımın geri kalanından çok daha düşük tekniğe sahip olmalarına rağmen oynayabiliyordu.

Kural geldikten sonra kulüplerin kadro yapılanmaları da kökten değişti. Önceki yıllarda büyük takımlarda yer alan oyunculardan orta sıra takımlarına kadar düşenler de oldu.

Gelin yeni kural sonrası futbolda neler değişti ya da değişemedi biraz ona bakalım.

Astronomik Bedeller: Yerli futbolculara astronomik bedeller ödeniyordu. Bir yandan bu kural bir yandan da UEFA’nın fair play kriterleri burayı önemli ölçüde törpüledi. Ancak hala eski baremlere göre maaş alanlar var. Bu sözleşmelerin yerine oturması 2-3 yıl daha alacak.  Bu alanda kısmen iyileşme oldu ama tam olarak etkisini görmemiz için 2-3 sezona daha ihtiyaç var. 

Yurtdışına İhraç: Lejyoner futbolcularımızın tarihine bakarsak kural sonrası en hareketli dönemleri izliyoruz.

Bu kural olmasa Enes Ünal’ı Hollanda Ligi’nde değil, muhtemelen Bursaspor’da ve Bursaspor’un kulübesinde görüyor olacaktık. Belki de Enes, post-modern bir Semih olarak, Genç Enes olarak izliyor olacaktık. Sadece Enes değil. Galatasaray’da beğenilmeyen Emre Çolak, Deportivo’nun en parlak oyuncularından biri oldu.

Atınç’ın Leipzig’e, Burak’ın Çin’e, Gökhan Töre’nin İngiltere, Çağlar Söyüncü’nün Freiburg’a transferleri de var.  Aşağıdaki listeye dikkat ederseniz; Dünya Kupası ve UEFA şampiyonluğu dönemlerindeki transfer sayılarına ulaşmış durumdayız. Takımlar nicelik olarak daha yükseldiği gibi nitelik olarak da yükselme sözkonusu.

2016-2017

Caner Erkin – Inter
Emre Çolak – Deportivo
Çağlar Söyüncü – Freiburg

2015-2016
Burak Yılmaz – Bejing Guoan
Ersan Gülüm – Hebei
Atınç Nukan – RB Leipzig
Enes Ünal – Manchester City
Uğur Inceman – Roda

2014-2015
Salih Uçan – Roma
Ceyhun Gülselam – Hannover 96

2013-2014
Halil Altıntop – Augsburg

2011-2012
Arda Turan – Atletico Madrid
Colin Kazim-Richards – Olympiakos
Umut Bulut – Toulouse

2010-2011
Mehmet Topal – Valencia

2008-2009
Gökdeniz Karadeniz – Rubin Kazan
Sinan Kaloğlu – Bochum
Necati Ateş – Real Sociedad
Tümer Metin – Larisa
Ceyhun Eriş – Seoul  – Assyriska

2007-2008
Ersan Martin – Recreativo Huelva
Tuncay Şanlı – Middlesbrough – Stoke City
Hasan Kabze – Rubin Kazan – Montpellier
Ümit Özat – Köln
Ali Güneş – SC Freiburg

2006-2007
Caner Erkin – CSKA Moskova
Fatih Tekke – Rubin Kazan
Nihat Kahveci – Real Sociedad

2005-2006
Serhat Akın – Anderlecht / Köln
Hakan Yakın – Basel
Berkant Göktan – FC K’lautern

2003-2004
Ahmet Dursun – Tianjin Teda – Hazar Lankaran
İlhan Mansız – Vissel Kobe
Rüştü Reçber – Barcelona

2001-2002
Fatih Akyel – RCD Mallorca
Hakan Ünsal – Blackburn
Okan Buruk – Inter
Emre Belözoglu – Inter – Atletico Madrid
Ufuk Talay – Olympique Nîmes
Ümit Davala – Milan

2000-2001
Alpay Özalan – Aston Villa
Arif Erdem – Real Sociedad
Tayfun Korkut – Real Sociedad
Oktay Derelioğlu – Las Palmas
Hakan Şükür – Inter / 1995 – Torino

1999 – 2000
Tugay Kerimoğlu – Blackburn Rovers
Erol Bulut – E. Frankfurt

Bu noktada da gelişmeyi önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Örneğin birkaç yıl önce olsa kadroda tutalım denilen yerli oyuncuları sezon sonunda yurtdışına transfer olurken göreceğiz.

Süper Lig 20 Takıma Çıkmalı

2014 ve 2015’te Adana Demirspor, PTT 1. Lig’i 4. sırada tamamladı. Lig eğer 20 takımdan oluşsaydı Adana Demirspor muhtemelen 2016-2017 sezonunda Süper Lig’de mücadele edecekti. Ayrıca Elazığspor ve Samsunspor da bu süre zarfında play-off oynayıp Süper Lig’e yükselemedi.

Süper Lig’de son birkaç yıldır, Üç büyükler olarak ifade edilen Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray haricinde Başakşehir ve Kasımpaşa takımları da İstanbul’u temsil ediyor. Ekonominin %40’ını oluşturan İstanbul, futbolun ana kalesinde de %27’lik bir yere sahip durumda. 18 takım kontenjanından geriye kalan 13’ü ise diğer şehirler tarafından paylaşılmak zorunda kalıyor.

Süper Lig İllere Göre Temsil Sayıları

1. Lig İllere Göre Temsil Sayıları

Her iki ligin toplamına baktığımızda ise daha ilginç bir sonuç ortaya çıkıyor. 36 takımlık bu havuzda nüfusa göre en büyük 12. şehrimiz Kocaeli, 14. Diyarbakır, 15. Hatay ve 20. Kahramanmaraş dışında en büyük 16 şehrin Süper Lig veya 1. Lig’de en az bir temsilcisi olduğu ortaya çıkıyor.Ancak bu şehirlerin sadece dokuzu Süper Lig’de yer alıyor. Bu dokuz şehir arasına giremeyenler arasında 4 milyonu aşkın nüfusu ile İzmir de var. Yaklaşık 13-14 milyon nüfusa sahip bir bölgeden bahsediyoruz. Yani bir “İstanbul” nüfusu kadar potansiyel Süper Lig’den mahrum kalıyor. 

Bu noktada bir önemli nokta TV yayınları olacak, yayıncı kuruluş abone sayılarına baktığında da muhtemelen bu büyük şehirlerde bir eksiklik olduğunu da görecektir.

Tribünleri Doldurmak

Elbette ligi 20 takıma çıkarmak bu 14 milyonu bir anda Süper Lig’e çıkarmayacak. Ancak taraftar potansiyeli yüksek şehirler İzmir, Samsun, Eskişehir, Adana gibi şehirlerin en üst seviyede temsiliyeti de sağlanacak. Bu durum diğer kulüplerin taraftarlarına da yansıyacak.

Örneğin, Bursaspor taraftarını düşünün. Ekonomik olarak da rekabet içinde olduğu Kocaeli ya da Eskişehir gibi şehrin takımlarının karşılaşmasına şu an Süper Lig’de yer alan bir çok takımın maçına gitmekte istekli olduğundan daha fazla istekle gitmek istiyecektir.

Ligin Değeri

Futbolun değerini de arttırmaktan bahsediyoruz. Bu noktada en kolay yapabileceğimiz işlerden biri hiç kuşkusuz takım sayısını arttırmak. Avrupa’da kalburüstü liglere baktığımızda Almanya hariç üst liglerde en az 20 takım olduğunu görüyoruz. Türkiye ve Almanya hariç üst iki ligi 18 takımdan oluşan büyük futbol ligi yok.

Lig Takım Sayısı Değer (Milyar Euro) 1. Lig Tak. Sy. 1. Lig Değer
Premier League 20 4.84 24 0.93
La Liga 20 3.62 22 0.29
Serie A 20 2.8 22 0.31
Bundesliga 18 2.59 18 0.31
Ligue 1 20 1.74 20 0.21
Süper Lig 18 0.9 18 0.12
Liga NOS 18 0.82 22 0.13

İngiltere’de toplam 44 takım var. Bize göre +8 takım fazla. Bu uygulamayı sezon başı yapmış olsaydık, 1. Lig’de bu sezon İstanbulspor, Hacettepe, Sarıyer, Kocaeli Birlik, Tuzlaspor, Keçiörengücü ve Gümüşhanespor oynuyor olacaktı.

Belki de çıkma şansını kaybettiği için son maçlarında düşük konsantrasyonu kaybetmiş İnegölspor, Aydınspor, Amed, Ankaragücü, Menemen Belediye, Kırklarelispor gibi takımlardan bazılarını da 1. Lig’de görecektik. Belki de iddialı kadro kurması muhtemel Ankaragücü, Kocaeli Birlik, Aydın gibi takımlar seneye Süper Lig’de yer alabilecekti.

Bu sistemi kullanmayarak bu yıl İstanbulspor, Sarıyer, Ankaragücü gibi efsaneleri; Aydın, Diyarbakır, Kocaeli gibi büyükşehirleri üst düzey mücadeleden de mahrum bırakmış olduk.

Ekonomik olarak baktığımızda ise Süper Lig’de 20 milyon eurodan aşağı kadro değeri olmadığını görüyoruz. Eskişehir, Kocaeli gibi şehirlerde ise bu rakamlar 40-45 milyon eurolara ulaşmış durumda. 2 takımın eklenmesiyle birlikte ligi değerinin en az 50 milyon euro civarında daha artacağını öngörebiliriz. Ki bu rakam Osmanlıspor ya da Bursaspor’un kadro değerine eş değer bir rakam.

+150.000 Dakikalık Uzatma

Futbolcu gelişimi yönünden incelersek, yerli futbolcuların ön plana çıkması için imkanları arttırmak da gerekiyor. Şu anki 18 takımlı sistemde 34 karşılaşma yapılmakta. 20 takıma çıktığında ise toplam 38 karşılaşma yani fazladan dört karşılaşma oynanacak.

Bu dört hafta genelde hafta içine ekleneceğinden takımların, Avrupa ve Kupaya temposuna ayak uydurması daha kolay olacak. Ayrıca takımlar daha fazla rotasyon yapmak zorunda kalacak. Haftada bir birkaç yıldızına bağlı oynayan takımlar artık, takım oyunu oynamak zorunda kalacaklar.

Bugün 34 haftada toplam 306 karşılaşma oynanıyor. 20 takımlı sistemde ise karşılaşma sayısı 380. Bu da %20 daha fazla maç oynanacak anlamına geliyor. Fazladan 74 karşılaşmada 22 oyuncudan hesapladığımızda futbolcular ekstradan 150 bin dakika daha fazla oynama imkanı elde edecekler.

Sonuç

  1. Lig daha fazla nüfusa ulaşacak
  2. Geçmişe sahip takımların Süper Lig’e yükselmesine kapı açılacak
  3. Futbolcular daha fazla oynama şansına ulaşacaklar, fikstür yoğunlaştığı için bu sürelerin bir çoğu rotasyondaki oyuncular tarafından oynanacak
  4. Rotasyondaki yabancı kontenjanları daha nitelikli yabancılarla doldurulabilecek
  5. Futbolcular Avrupa, Milli Takım ve Kupa önemlerine daha raha uyum sağlayacak, haftada bir değil haftada iki karşılaşma temposuna rahat ayak uydurabilecekler.

Euro 2024 Adaylığı

Geçtiğimiz günlerde Rıdvan Dilmen’in TV programında yaptığı açıklama ile Euro 2024 adaylığımız kamuoyuna yansıdı. TFF bu çarşamba günü konuyla ilgili basın toplantısı düzenleyeceğini söyledi.

Euro 2016’yı küçük bir farkla kaybettikten sonra Euro 2020’nin Avrupa genelinde düzenlenmesinin ardından Türkiye rotasını Euro 2024’e çevirmişti.

Euro 2024 Kriterleri

2-3 adet 50 bin kişilik Stadyum

UEFA, Euro 2024 için özellikle Yarı Final ve Finalleri kaldırabilecek nitelikte 50 bin kişi kapasitesinden az olmamak üzere 2 ya da 3 stadyum istiyor. Tercihen final karşılaşmasını da oynatacağı bir stadyumun da 60 bin üstü olması gerekiyor.

Türkiye’deki Potansiyel Stadlar:

İstanbul – Atatürk Olimpiyat Stadyumu: 76,092 kişilik kapasitesi ile 60 bin üstü kriterini fazlasıyla karşılıyor. Ancak sahanın uzak olması ve rüzgar sorunu olumsuz bir etken. Muhtemelen olası bir adaylıkta kale arkaları kapanıp saha eski İnönü’deki gibi aşağı çekilerek kapasite 90-100 bin kişiye ulaşacak.

Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena: 52,600 kişilik kapasitesi ile en donanımlı stadlarımızdan biri. Bir metro hattının yanı sıra Cendere yolundan yakın zamanda açılacak havaray ile ulaşım kapasitesi daha da artacak.

Şükrü Saraçoğlu Ülker Arena: 50,509 kapasitesi ile kriterleri karşılasa da UEFA’nın aynı şehirde 2 den fazla stadyum olmaması kriterine takılabilir. Ancak telefon kodlarında olduğu gibi İstanbul – Avrupa ve İstanbul – Asya olarak iki farklı şehir gibi kabul ettirilme olasılığı oldukça yüksek.

İzmir Atatürk Stadyumu: 51,295 kişi kapasiteli İzmir stadyumunun turnuva için elden geçmesi gerekli. Daha önce Akdeniz ve Gençlik Olimpiyatları için kullanılan tesis uluslararası deneyimi ve bilinirliğe sahip.

3-4 adet 40 bin kişilik Stadyum

Türkiye’deki Potansiyel Stadlar:

Şenol Güneş Spor Kompleksi Medical Park Arena: 41,461 kişilik kapasitesi ve futbol geçmişi ile Trabzon bu turnuvanın olmazsa olmazı. Ancak ulaşım ve şehirdeki konaklama imkanlarını arttırmak gerekebilir.

Bursa Timsah Arena: 43,477 kişilik kapasitesi ve ulaşım/konaklama imkanları ile Bursa turnuvaya en fazla hazır şehirlerimizden biri.

Konya Büyükşehir Stadyumu: 41,981 kişilik kapasitesi, şehir imkanları ile Konya da adaylıkta zorlanmayacak şehirlerimizden. Stadyum havalimanına yakın ancak raylı ulaşımı stadyuma ulaştırmak lazım. O da Konya gibi bir şehir için işten bile değil.

Ankara 19 Mayıs Stadyumu: Mevcut stadyumun yerine yapılacak 40 bin kişilik stadyum bu grupta yer alacak. Ancak bir sürpriz yapılarak başkent şehrimize 50 bin kişilik bir stadyum yapılması da mümkün.

Aday Olması Beklenmeyenler:

Seçim Bölgeleri ve İstanbul Stadyumları'nın Yerleşimi

Seçim Bölgeleri ve İstanbul Stadyumlarının Yerleşimi

Vodafone Arena: İstanbul’un en yeni stadyumu 41,903 kişilik kapasitesi ile bu gruba girse de UEFA’nın bir şehirde 2′ den fazla stadyum istememesi nedeniyle stadyumlar arasında yer almayabilir. Fakat bu stadyum, antrenman amaçlı ve UEFA’nın yedek stadyum listesine girebilir. Yine üstün haberleşme altyapısından dolayı basın merkezi olarak da kullanılması olası.

Zayıf bir olasılık olsa da Atatürk Olimpiyat Stadyumu’nun çok uzak olması sebebiyle Avrupa yakası seçim sistemindeki gibi ikiye bölünerek Vodafone Arena’nın Türk Telekom’la birlikte sayılması sağlanabilir.

4 adet 30 bin kişilik stadyum

Türkiye’deki Potansiyel Stadlar:

Kayseri Kadir Has Stadyumu: Yeni stadyumlarımız içinde en “eskisi” olan Kayseri stadyumu 32,864 seyirci kapasitesi ile kuşkusuz bu kategorinin başında yer alacak.

Antalya Arena: Turizm başkentimiz 32,539 kişilik yeni stadyumu ile listede yer alacak bir başka şehrimiz.

Kocaeli Stadyumu: 33,000 kişilik kapasitesiyle endüstri şehrimiz Kocaeli’nin stadyumu da listede yer alabilecek stadyumlardan biri. Diğer aday şehirlerle var olan demiryolu ulaşım imkanları, son zamanlarda artan karayolu imkanları ile güçlü adaylardan biri.

Samsun Stadyumu: 34,000 kişilik yeni stadyumu ile Samsun da bu gruptaki güçlü stadyumlardan biri olacak. Trabzon’la yakınlığı avantaj.

Adana Stadyumu: 33,000 kişilik stadyumu ile yine önemli adaylardan biri Adana şehrimiz.

Diyarbakır Stadyumu: 33,000 kişilik stadyumu olan bir başka şehrimiz.

Gaziantep Stadyumu: 35,574 kişilik kapasitesi ile bölgesinin en büyük stadlarından biri Gaziantep de adaylardan biri olabilir.

Eskişehir Stadyumu: 34,000 kişilik Eskişehir, konaklama, ulaşım ve diğer şehirlere yakınlık açısından önemli bir başka aday şehrimiz.

Kapasite Arttırımı ile Dahil Olabilecek Stadyumlar

Malatya Stadyumu: Bitme aşamasına gelen bir başka stadımız olan Malatya stadı 27,000 kişilik kapasitesi ile kriterleri tutturamıyor gibi gözükse de 3 bin kişilik bir artış olabilecek şekilde tasarlandı.

Şanlıurfa GAP Arena Stadyumu: 28,000 binlik GAP Arena’da tribünler sahaya uzak. Ancak zemin aşağı indirilmesi suretiyle kapasite 30,000 üzerine çıkarılabilir.

Sakarya Stadyumu: 28,000 kişilik kapasitesi ile yakında tamamlanacak olan stadyum, Malatya’da olduğu gibi küçük bir kapasite artışı ile turnuvaya hazır olabilecek. Ancak Bursa, Kocaeli ve İstanbul’daki stadyum sayılarından dolayı bu gerçekleşmeyebilir.

Mersin Arena: Mersin Arena da 5 bin kişlik kapasite artışı ile bu listeye dahil olabilir.

Kümelenme

Aday stadyum kriterlerini çoğunlukla karşılıyor olsak bile UEFA’nın incelediği konulardan biri de stadyumların 2-3’lü gruplar haline kümelenebilecek şekilde olmaları. Bu yüzden özellikle stad enflasyonunun fazla olduğu grupta seçim bu faktörlerden etkilenebilecek.

Genelde bu kümeler grup maçları için seçiliyor ve bir grup bir kümede oynuyor.

İstanbul-Avrupa + Bursa Kümesi: Atatürk Olimpiyat, Bursa ve TT Arena (Vodafone Arena Yedek)

İstanbul-Asya + Doğu Marmara Kümesi: Şükrü Saraçoğlu, Kocaeli, Eskişehir ya da Sakarya

Karadeniz Kümesi : Trabzon, Samsun, Ankara

Ege / Anadolu Kümesi: İzmir – Antalya – Konya

Doğu Kümesi: Adana – Gaziantep – Diyarbakır, Şanlıurfa (Yedek)

Euro 2024 Adaylık Takvimi

9 Aralık 2016 – UEFA üye federasyonlara resmi davet gönderecek

3 Mart 2017 – Ön başvuru süresinin sonu

10 Mart 2017 – UEFA’nın resmi ön başvuruları açıklaması

17 Mart 2017 – Adaylık başvuru gereksinimlerinin tamamlanması

27 Nisan 2018 – Resmi Adaylık başvurusu için son gün

Eylül 2018 – UEFA Euro 2024 ev sahibinin seçilmesi

Euro 2016 Adaylığına Göre Artılarımız

Tesisler: Euro 2016 Adaylık süreci 11 Aralık 2008’de başlamıştı. Türkiye, Euro 2016’yı kaybettiğinde takvim 28 Mayıs 2010’u gösteriyordu. O gün itibariyle sadece Şükrü Saraçoğlu, Atatürk Olimpiyat, İzmir ve Kayseri stadyumları bugünkü kondisyonlarındaydı. Bu arada İzmir’in önemli bir tadilattan da geçtiğini unutmayalım.

Adayların Eylül 2018’de açıklanacağını düşünürsek, aradan geçen sekiz yıllık süre zarfında yukarıdaki listede yer alan tüm stadlarımız o tarihe kadar kullanımda olacak. O tarihe kadar Ankara’daki stadyum inşaatına da başlanmış olacak.

Sadece stadyum değil antrenman tesis olanakları da bu sürede arttı. Samandıra, Florya’nın yanı sıra Beşiktaş’ın Ümraniye, Başakşehir’in Fatih Terim Stadı ve kulüp tesisleri ile Kasımpaşa’nın Kemerburgaz tesislerinin yanı sıra Trabzonspor’un stadyum yanındaki yeni tesisleri, Fenerbahçe’nin Bolu tesisleri ve Antalya’daki yeni futbol turizmi tesisleri gibi imkanlar da arttı.

Adaylık serüvenimizde oy verecek komite üyeleri Türkiye’yi ziyaret ettiklerinde kağıt üzerinde değil, gerçek stadyumları geziyor olacaklar. Kağıt üzerindeki projelerle bile tek oyla kaybettiğimiz adaylığı almamız bu sefer zor olmayacak.

Ulaşım: 2008’de hızlı tren hat inşaası Eskişehir-Konya arasında devam etmekteydi. Bugün ise Pendik-Konya arası 4 saatte ulaşım mümkün. Ankara-Sivas hattı muhtemelen adaylık kararı verildiğinde tamamlanmış olacak. Ankara-İzmir hattı inşaası devam ediyor ve 2023’te bitmesi öngörülüyor.

Otoyol olarak Kuzey Marmara Otoyolu ile İzmir-Gebze Otoyolu da listeye eklenmiş olacak. Ayrıca inşaatına önümüzdeki yıl başlanacak ve 2023’te tamamlanması hedeflenen Çanakkale Otoyolu; Avrupa’dan Ege’ye bağlantı imkanı sunacak.

Havalimanları konusunda da önemli gelişmeler olan Türkiye’de artan havayolu trafiği ve 3. havalimanı da önemli bir koz olarak kullanılacak.

Şehir içi ulaşım imkanları da oldukça arttı. Sadece İstanbul’da 2010’da 60-70 km civarı raylı sistem hattı varken bugün faaliyetteki hat uzunluğu 145 km. İnşaatı devam eden Marmaray, M5,M7, M8, M9 gibi hatlarla birlikte uzunluk 2019’da 450 km’yi bulacak. Belediyenin hedefinin 1000 km olduğu düşünülürse, 2. boğaz metro hattı ve diğer projelerle uzunluk en az 600 km’leri bulabilecek. Böylece bir önceki adaylığın 10 katı metro hattına sahip bir aday olarak diğer aday ülkelerle yarışabileceğiz.

Güvenlik: Ülkemizde yaşanan terör olayları konusunda da elimiz daha öncesine göre çok daha sağlam bir konumda. Fransa yoğun bir terör tehdidi altında Euro 2016’yı gerçekleştirdi.

Varsayalım ki Türkiye Euro 2016’yı kazanmış ve turnuva açılışı da 15 Temmuz 2016 idi. Bir ülkenin başına gelebilecek en kötü felaketlerden biri olmasına karşın, hayat kısa sürede normale döndü.

Darbe girişiminin üzerinden 1 hafta geçmeden, 21 Temmuz 2016’da Osmanlıspor, Moldova takımı Zimbru ile resmi UEFA karşılaşmasına çıktı.

Böyle bir durum olsa bile belki en fazla 1 hafta sonra turnuva kaldığı yerden devam edebilecekti.

Sonuç

Stadyum noktasında Atatürk Olimpiyat ve İzmir Atatürk stadyumlarının renovasyonu yanı sıra Ankara’ya yeni yapılacak stadyum ile birlikte Türkiye mevcut tesisleri ile önümüzde 6-7 yıllık bir süre olmasına karşın hazır durumda gibi gözüküyor.

Yedek stadyum konusunda da elimiz oldukça bol ve alternatifler yaratılabilir.

İçinden geçmekte olduğumuz süreç de güvenlik konusunda olumlu bir gelişme olarak kullanılabilir. Ayrıca 2023 motivasyonumuzla birlikte hedeflenen tesislerin bir çoğu turnuvadan 1 yıl önce tamamlanmış olacak.

Bu sefer ülkemizin bu turnuvayı alması için birçok olumlu gelişme var. Adaylık konusunda rakiplerimiz 1988’de turnuvaya ev sahibi olan Almanya ile 1992’de ev sahibi olan İsveç’in içinde olduğu dörtlü İskandinav topluluğu olacak.

Reklam