UEFA, gelecek sezondan itibaren yeni bir kulüp turnuvası düzenlenecek. Süper Kupa, UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi’nden sonra dördüncü kulüp kupası olarak UEFA Avrupa Konferans Ligi’ni izlemeye başlayacağız.
UEFA, geçmişi neredeyse konfederasyonun geçmişine yakın olan Intertoto Kupası’nı 2008 yılındaki köklü değişiklikler çerçevesinde kaldırmış ve üç kupalı sisteme dönmüştü.
Adım Adım UEFA Avrupa Konferans Ligi
Bu yıllardan sonra Avrupa futbolu önemli değişikliklere sahne oldu. 2000’li yıllar Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğu ile bizim için güzel başlamıştı. Ancak sonraki yıllarda gruptan çıkan takımlarımız olsa da son yıllarda makas iyice açıldı ve Şampiyonlar Ligi’ne grup aşamasından katılımımız bile “yılın spor olayı” olmaya başladı.
Bu tabii ki sadece bizde yaşanan bir durum değildi. Avrupa’nın dev liglerindeki takımlar diğer takımlarla makası açtıkça açtı. Bundan sadece biz değil Belçika, Hollanda gibi futbolu güçlü ama yerel ligleri nispeten zayıf ülkeler de etkilendi.
Diğer taraftan da büyük kulüplerin patronları bu takımlarla oynamanın vakit kaybı olduğunu belirtip UEFA’dan ayrı Euroleague misali sabit takımlarla oynanan bir Avrupa Ligi kurmaya kadar işi götürmüşlerdi.
UEFA Avrupa Konferans Ligi Yeni Sezonda Değişikliklerle Başlıyor
UEFA, gelecek sezondan itibaren yapacağı değişikliklerle hem devleri hem de küçükleri mutlu etmeyi planlıyor.
Buna göre Uefa Avrupa Ligi’nde takım sayısı azalacak. Gelecek yıl Türkiye’den sadece Kupa şampiyonu katılabilecek.
Yeni kurulacak Konferans Ligi’nde ise alt sıra ülkelerinden daha fazla takım turnuvaya katılacak.
UEFA Sıralamasına göre gönderilecek kulüp sayıları şöyle;
İlk Beş Ülke – 1 Takım
6. ile 15. Sıra Arası Ülkeler – 2 Takım
16. ile 50. Sıra Arası Ülkeler – 3 Takım
51. ile 55. Sıra Arası Ülkeler – 2 Takım
Ayrıca diğer UEFA organizasyonlarında elenen takımların ikinci şansı da bu kupada olacak.
Bu kupaya 30. hafta itibariyle Lig üçüncüsü Fenerbahçe ile dördüncüsü Trabzonspor katılacaklar.
Dün akşam oynanan UEFA Avrupa Ligi maçlarında alınan skorlarla büyük liglerden gelen pek çok takım elenerek Avrupa’ya veda ettiler.
Hollanda temsilcisi PSV, Yunanistan temsilcisi Olimpiyakos’a; Alman temsilcisi Leverkusen İsviçre temsilcisi Young Boys’a; bir başka Alman temsilcisi Hoffenheim Norveçli Molde’ye; Çağlar Söyüncü ve Cengiz Ünder’in takımı İngiliz temsilcisi Leicester City Çek Slavia Prag’a elendiler.
İtalyan Milan ise Kızılyıldız’ı deplasman golü ile geçebildi.
Rus Krosnodar Hırvat Dinamo Zagreb’e elenirken; Yusuf Yazıcı’lı Lille ise Hollanda temsilcisi Ajax’a elendi. Yusuf bu maçta attığı golle turnuvanın gol krallığını sıralamasında ilk sıraya geldi.
Böylece UEFA sıralamasında da nadir görülen bir durum meydana geldi. Şimdiye kadar kayıpsız gelen İngilizlerin Leicester’ın elenmesiyle takım kaybetmesiyle birlikte takım kayıpsız devam eden ülke kalmadı.
İlk dört ülke İspanya, İngiltere, İtalya ve Almanya büyük ölçüde kulüpleri ile devam ediyorlar. Ancak Fransa ve Portekiz ağır yara alarak tek kulüple yoluna devam edecek ülkeler oldu.
Kupaya devam eden ülkeler arasında da ilginç bir başka durum var. Kupalarda takımı kalmayan en yüksek sıradaki ülke 7. sıradaki Rusya. Sıralamada rekabet ettiğimiz Belçika ve Avusturya da takımsız kaldılar. Ancak sıralamada hemen üzerimizdeki iki ülke olan İskoçya’nın bir Ukrayna’nın ise iki takımı yola devam ediyor.
İçinde bizim de bulunduğumuz Türkiye, Danimarka, Kıbrıs Rum Kesimi ve Sırbistan dörtlüsünün de takımı yok iken, 17-22 arasındaki altı ülkenin beşinin takımları devam ediyor.
Sırasıyla İsviçre, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan takımları olan ülkeler.
Sıralamanın en gerisindeki takımı olan ülke ise 22. sıradaki Norveç.
Bu durum sonraki sezonlardaki sıralamaları da değiştiriyor. Türkiye bu yıl 13. lüğe kadar düşmüş ancak gerideki ülkelerle arasındaki puan farkı son beş yıldaki en iyi sezonumuzun puanlama dışı kalmasıyla kapanıyor.
Buna göre Türkiye, UEFA Ülke Katsayısı’nda 2022’de 17. sıraya gerileyecek. Bir gerimizdeki Çek Cumhuriyeti ile 0.300 puan farkımız var. Yunanistan ve Norveç de peşinde geliyor. Norveç ile aramızda sadece 1.300 puan var.
2023’de ise tablo daha da vahim hale geliyor. Son üç sezonki performansımızın ele alındığı bu tabloda hali hazırda kupalara devam eden ülkeler Türkiye’yi geride bırakmış durumda. Türkiye 21. sıraya geriliyor.
Son iki yılki perfomans 2023’ü de aratıyor. Şu anki duruma göre Türkiye, 2024’te 26. sıraya kadar geriliyor.
Dünyanın şüphesiz en çok izlenen ligi İngiltere Premier Ligi’nde temsilcilerimizin sayısı artıyor. Yabancı kuralındaki değişiklikle birlikte genç oyuncularımız kendilerini Avrupa Ligleri’ne taşımaya başlamışlardı.
O dönem 1. Ligdeki Altınordu’dan Alman Bundesliga’da Freiburg’a transfer olan Çağlar Söyüncü, 2018 de Leicester’e transfer olmuştu. Çağlar’ın başarılı performansı ile diğer Türk oyunculara da ilgi başladı.
Cenk Tosun, Türkiye transfer rekorunu kırarak Beşiktaş’tan Everton’a gitti.
Geçtiğimiz sezon ise Cengiz Ünder, Roma’dan Leicester’a Çağlar’a takım arkadaşı olarak gitmişti.
Ayrıca Alman Milli Takım forması giyen İlkay da Manchester City’de forma giyiyor.
Liste 2021 Kış Transferi Sezonunda Artmaya Devam Etti
Her ne kadar Cenk Tosun, 6 aylığına Beşiktaş’a kiralık olarak dönse de Premier Lig’deki varlığımız artmaya devam ediyor.
Arsenal kadrosu’ndaki Mesut Özil de Fenerbahçe’ye geldi ve transfer döneminin en ilgi çekici transferlerinden birine imza attı.
Bir diğer Türk oyuncu transferi de Okay Yokuşlu oldu. WBA, İspanya’dan Okay’ı kadrosuna kattı. WBA aynı zamanda Galatasaray’dan da Diagne’yi transfer etmişti.
Ozan Kabak: İlk Türk Futbol Efsanesi Başlıyor Olabilir
Öte yandan Premier Lig’e bir stoper daha ihraç ettik. Stopersiz kalan Liverpool, Schalke’den Ozan Kabak’ı kiralık ve satın alma opsiyonu ile kadrosuna kattı. Ligin ikinci yarısında Ozan herhangi bir aksilik yaşamazsa takımın as stoperi olacak. Üstelik kariyerinin en üst basamağına henüz 20 yaşında gelmiş oldu. Her futbolcuya nasip olmayacak bu olayı Ozan en iyi şekilde değerlendirecektir.
Burada kalıcı olacağına inanıyoruz. Emekli olduğunda bir Liverpool efsanesi olabilir.
Liverpool gibi bir kulübe 20 yaşında gelip, üstelik tek alternatif olmak her futbolcunun yaşayamayacağı bir şey. Bazı transferler vardır, öyle şartlarda olur ki o transfer sonunda oyuncunun efsaneleşmesi için önünde engel kalmamıştır. Ozan’ın da bu yolda önü açık.
Liste Bu Kadarla Sınırlı Kalmayacak Gibi
Premier Lig’in ilk dört sırasındaki üç takım böylece Türk oyunculara sahip olmuş oldu. Bu takımlar arasında sadece Manchester United’da Türk oyuncu yok. Ancak bu durum da çok fazla sürmeyecek gibi duruyor. Zira Milan da Hakan Çalhanoğlu’nun peşinde.
Öte yandan Lille’deki başarılı performansıyla Yusuf’a da talipler var. Ancak Yusuf muhtemelen İtalya’nın yolunu tutacak.
Türkiye’de yabancı sınırı konuşulmaya devam ederken ihracatımız devam etti. Beşiktaş’ta Güven Yalçın İtalya’ya giderken, 1. Lig’den bir ismi daha sezon sonu Avrupa’ya uğurluyoruz. Galatasaraylı Ayhan Akman’ın yeğeni Ali Akman, Bursaspor’daki başarılı performansı sonrası sezon sonu Almanya’ya transfer olacak.
Yazımızın odak konusu gereği yapılan kaliteli yabancıların kulüplerin başarılarına nasıl etki ettiğini irdelemiştik. Bu sezona bakışımızda da Gaziantep FK’nın uzun süre devam eden yenilmezlik serisini ile üst sıralara yükseldiğini ve yıllar önce Gaziantepspor’un gerçekleştirdiği gibi şampiyonluğa oynayabileceğinden bahsetmiştik.
Ancak bu yazıdan sonra gelişmeler tam tersine seyretti ve maalesef Türk futbolunda sık sık gerçekleşen olaylar zincirinin bir diğer örneğini tekrar yaşadık.
Gaziantep FK’da Ne Oldu?
Gaziantep’in başarılı serisi kadar teknik direktörü Marius Şumudica’nın olayları da gündeme geliyordu. Şumudica başarılı olduğu kadar yerinde duramayan futbol yüzlerinden biri.
Sezon boyunca Şumudica defalarca Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu PFDK’ya sevkedilmiş ve bir seferinde 4 maç ceza olmak üzere pek çok ceza almıştı.
Kulüpte bardağı taşıran olay ise Şumudica’nın kendisinin başarılı grafiğine rağmen sezon sonu bitecek olan sözleşmesi için kulübün henüz bir adım atmadığını açıklaması oldu.
Üstelik kendisine Arap ülkelerinden cazip teklifler geldiğini ama burada mutlu olduğunu ve reddettiğini açıkladı.
Şumudica bu açıklama ile de yetinmedi oyunculara cebinden para verdiğini, başkanın o kadar paran varsa kulübe de ver dediğini de açıkladı. İlgili basın toplantısı gündeme geldi.
Bu röportaj sonrası kulüp önce Şumudica’ya yeni bir sözleşme teklifi yapıldığını açıkladı fakat Şumudica teklifin komik bir rakam olduğunu söyledi ve ipler koptu.
Birkaç gün sonra oynanan karşılaşmada Gaziantep FK uzun süre sonra ilk kez yenildi. Maç sonrası ise kulüpten gönderildi.
Şumudica’nın Rövanşı Çabuk Oldu
Şumudica’nın işsiz günleri ise çok uzun sürmedi, birkaç gün sonra teknik direktörlük koltuğu boşalan Çaykur Rizespor Şumudica ile anlaştı. Üstelik Rizespor Şumudica ile anlaştıktan sonraki ilk maçını Gaziantep ile oynadı.
Şumudica, yine yapacağını yaptı Rizespor’daki geçici teknik direktöre verdiği taktiklerle Rizespor’un eski takımı Gaziantep FK’yı 3-0 yenmesini sağladı.
Ancak henüz Şumudica’nın Rizespor’la anlaşması resmileşmiş değil.
Sonuç
Gaziantep FK yönetimi kötü bir kriz yönetimi gerçekleştirdi. Çok başarılı bir seri devam ederken, Şumudica ile olan ekonomik anlaşmazlığı bu boyuta getirmemesi gerekiyordu.
Gaziantep daha önceden de yönetimsel sorunlarla boğuştu. Bir dönem yine liderliğe oynayan, ve o dönem acaba şampiyon olur mu denen Gaziantepspor bu testten geçememişti. Daha sonra yaşanan olaylardan sonra Gaziantepspor hızla düşüşe geçti ve bölgesel amatör liglere kadar düştü.
O dönem Gaziantep Büyükşehir Belediyespor olarak ikinci ligde yer alan diğer profesyonel takım Gaziantep FK olarak isimlendirilmiş ve aldığı desteklerle hızla Gaziantepspor’un yerine geçmişti.
Bir diğer deyişle Gaziantep FK, Gaziantep’in futboldaki ikinci şansı diyebiliriz. Maalesef, son günlerde yaşanan bu olaylar Gaziantep FK’nın yaşadığı ilk başarısız yönetim örneği olarak akıllarda kaldı.
Peki Gaziantep’te Ya Da Diğer Şehirlerde Başarı Nasıl Gelir?
Kulüplerimizin başarılı olabilmeleri için, sadece çok iyi tesislere ya da çok iyi bir kadroya sahip olmaları gerekmiyor. Camianın da arkasında durması, kulübün iyi yönetilmesi gerekiyor.
İstanbul’da geçmişi ve taraftarı olmayan bir Başakşehir’in istikrarlı bir şekilde iyi yönetilince şampiyon olabileceğini gördük. Anadolu’da da Bursa ve Trabzon bunu kanıtladı.
Trabzon ve Bursa gibi camialar kenetlendiğinde ve istikrarlı başarılı bir yönetimi olduğunda şampiyon olabiliyorlar. Bu sadece bu iki şehir için geçerli değil. Ciddi bir taraftar desteği olan, şehir ekonomisi güçlü pek çok şehir aynı başarıyı yakalayabilir. Gaziantep kuşkusuz bu şehirler arasında belki de ilk sırada.
Bursa ve Trabzon’un yaptığını Adana, Kayseri, Konya, Eskişehir, Samsun, Kocaeli, Sakarya, Antalya ve elbette Gaziantep’in yapamaması için bir sebep yok.
Reçete aslında çok basit. Öncelikle camialar kulübü yönetebilecek bir istikrar sağlayabilecek, ticareti iyi bilen kulübü seven bir yönetim seçecekler. Burada şehirlerin ekonomik büyüklükleri önemli. Yukarıda saydığım şehirlerde mutlaka şehrin yerlisi olan bu görevi başarıyla yapabilecek patronlar var.
Devlet tesis eksikliklerini de hızla tamamladı. Artık bu şehirlerin hepsinde çok iyi stadyumlar var. Kulüp tesisleri az çok herkeste var. Her ne kadar pandemi etkisi olsa da hepsinin belli bir taraftarı var. Ki başarı geldikçe tüm şehri arkasına almaları da zor değil.
2015 Yabancı sayısının arttırılması ile Türkiye Ligi az sayıdaki kaliteli yerli oyuncularla dönen, arz-talep dengesinde arzın düşük talebin yüksek olması sebebiyle oyuncuların parası olan kulüplerde toplandığı bir lig olmaktan uzaklaşmaya başladı.
Yeni sistem son birkaç sezondur hissedilmeye başlandı. Kulüplerin bütçelerinde adeta birer kara delik olan pahalı ama işe yaramayan yerli futbolcular, sözleşmelerinin bitişleri ile kapasitelerine uygun şekilde birer birer alt liglere düşmeye başladılar.
Yeni Sistem Sadece Yerli Değil Yabancıları da Düzene Soktu
Yabancı futbolcuları ise transfer ettirip kulübe ve tribüne hapseden sistem de ortadan kalkınca kulüpler yabancı futbolculardan da daha iyi verim almaya başladılar. Çoğu kulüp transfer ettiği isabetsiz yabancı futbolcuların esiri olmaktan kurtuldu. Çünkü artık yeteri kadar oyuncu transfer edebiliyor, içinde tutmayan transferler varsa da rahatlıkla kadro dışı kalabiliyordu.
Bu kuralla birlikte Anadolu takımları eskiden büyüklerden yoğun talep geldiği için ellerinde tutamadıkları yerli oyuncuları artık tutabiliyorlar. Milli takım kadrosunda da bunun etkisini görebiliyoruz. Eskiden Anadolu milli takıma oyuncu vermekte zorlanır, verdiğinde de oyuncuyu büyük takıma kaybederken artık bu oyuncular kulüpte kalabiliyorlar. Böylece Anadolu’da kaliteli yerli oyuncu havuzları kurulabiliyor.
Diğer taraftan da yabancı kuralı ile düşük maliyetli yabancı transferlere kapıyı açtı. Anadolu takımları artık adı büyüklerle anılan isimleri kadrolarına katabiliyorlar. Tabi bunda son birkaç yıldır Anadolu’ya gitmiş Eto’o gibi marka isimlerin de payı var.
Böylece Anadolu takımları hem yerli hem yabancı oyuncular konusunda daha üst düzey kadrolara sahip oldular. Elbette bu durum lig tablosuna da yansıdı.
Eski Sistemden Sonra Süper Lig Tablosu Nasıl Değişti
Eski sistemin son sezonu 2014-2015’de Ligin ilk altı sırası Dört büyükler, Başakşehir ve Bursaspor’dan oluşuyordu ve 6. ile 7. takım arasında tam 10 puan vardı.
Kuralın uygulandığı ilk sezon olan 2015/16’da Konyaspor ligi 3. olarak bitirdi. Galatasaray ancak 6. olabildi 7. ile puan farkı sadece birdi.
Bir sonraki sezon ise üç büyükler ve Başakşehir ilk dördü paylaşırken bir üstündeki takımdan sadece 6 puan geri kalan Antalyaspor ligi beşinci olarak bitirdi.
2017-2018 de ise 6. sıradaki Göztepe sadece 5 puan geride kalmıştı.
2018-19’da Malatyaspor 5. olurken, 7. Antalyaspor ile ligi 6. sırada bitiren Fenerbahçe arasında sadece bir puan vardı.
Geçtiğimiz sezon olan 2019-20’de ise bir ilki gördük ve Başakşehir yıllar süren zirve mücadelesinde ilk kez ipi şampiyon olarak göğüsledi. Sivasspor 4. Alanyaspor ise 5. olarak ligi 6. Galatasaray ve 7. Fenerbahçe’nin önünde bitirdiler. Fenerbahçe ile 8. Gaziantep FK arasında ise sadece 7 puanlık bir fark vardı.
Bu Sezonki Durum
Bu sezonun yaklaşık üçte biri geride kalırken üst grupta Alanyaspor ve Gaziantep yer alıyor. Bir maçı eksik Gaziantep FK, kazanırsa liderliğe yükselecek.
Bu sefer ligde beşli bir grup var. Grubun sonuncusu Beşiktaş ile Karagümrük arasında puan farkı an itibariyle 4.
Ligin ne olacağı konusunda elbette bir tahminde bulunmak güç. Pandemi koşullarında kulüpler çok farklı etkenlerden etkileniyorlar. Ligin ilk bölümünde Alanyaspor yükselişteyken son haftalarda üst üste puan kayıpları yaşıyorlar. Diğer yandan Gaziantep FK ise, ilk haftaki Galatasaray yenilgisinden sonra hiç yenilmedi ve dahası ilk haftalarda aldığı beraberlikler sonrası 9 kişi kaldığı Malatyaspor maçı hariç tüm maçlarını kazanarak geliyor. Belki de ligin yeni şampiyonu kaliteli yabancılara, Mirallas gibi yıldıza ve çok iyi bir teknik zekaya sahip olan Gaziantep FK olacak.
Sonuç
Özetle mevcut yabancı kuralının etkilerini son birkaç yıldır ancak görüyoruz. Takımların eski sistemin artıkları olan uzun kontratlı transferlerinden kurtulmaları birkaç sezon önce ancak gerçekleşti.
Yabancı sayısının artmış olması ve daha önemlisi sahada yabancı kısıtlaması olmaması kulüplerin elini rahatlattı. Kulüpler artık yerli oyuncuları kaybetme korkusu da yaşamıyorlar. Eskiden bazı pozisyonlarda oyuncu bulmak zorlaşıyordu. Başka pozisyondan devşirme oyuncuları sıklıkla görüyorduk.
Gerek büyükler gerekse de Anadolu takımları daha eşit şartlarda sahada olabiliyorlar artık. İyi futbolcularını kadroda tutabiliyorlar. Dahası sadece Türk pasaportu olduğundan oynayan yetersiz futbolcular olmaları gereken seviyeye geri döndüler. Kimi süper lig’de tutunabildi, kimi de alt liglere gitti. Hatta yine üst klasmanda oynayabilmek adına orta düzey Avrupa Ligleri’ne ya da takımlarına gidenler bile oldu.